Üç Maymun (Three Monkeys)

Yurtdışında büyük ses getiren,Nuri Bilge Ceylan’ın üç maymun filmi sinema seyircisi ile buluşuyor.Filmde farklı çekimler kullanarak,Avrupa filmlerinin üstünde bir film yapan bilge,bir dramı anlatıyor.

Filmin konusu;Altından kalkamayacağı acılara ya da sorumluluklara maruz kalmamak adına gerçeği bilmek istememek, onu görmemek, duymamak, hakkında konuşmamak ya da günümüz tabiriyle “Üç Maymun”u oynamak, onun var olduğu gerçeğini ortadan kaldırır mı?

Yaklaşan genel seçimlere bir muhalefet partisinden aday olarak girecek iş adamı Servet, ıssız bir yolda trafik kazası yapar. Ölümle sonuçlanan kaza sırasında araçta bile olmayan şoförü Eyüp’e para verip yalan söyleterek ölümün sorumluluğunu almasını ister. Servet, kendisi yerine hapse giren Eyüp’ün karısı Hacer ile de ilişkiye girmeye başlayınca, olaylar sonunda bir aile dramına sebep olacak kadar karışır.

Yönetmen ise;Sinemaya Koza adlı kısa filmiyle adımını atan Nuri Bilge Ceylan’ın 1997’deki ilk uzun metrajlı çalışması Kasaba‘yı, Mayıs Sıkıntısı (1999), Uzak (2002),  İklimler (2006) ve 2008 Cannes Film Festivali “En iyi Yönetmen” ödülünü alan  Üç Maymun takip etti.

Facebook ve Mertlik

Düşündünüz mü facebook çıkalı hayatımız ne kadar değişti?Artık neredeyse facebook odaklı yaşanlar türemeye başladı.Sokaklarda facebook için bir takım çalışmalar içersinde olanlar görebilirsiniz;”Koş koş şurada Starbucks var önünde foto çekilelim”gibi.Başka düşünürsek, facebook sayesinde fotoğraf çekme çılgınlığı da başladı.Artık insanlar her gittiği yere,gittiğini ispat edercesine fotoğraf makinası götürüp,fotoğraf çekiliyor.Tabi doğal olarak sonraki gün siz onun gittiği yeri ve sanki poz vermiyormuşcasına başka yere bakarken çekilmiş fotolarını görüyorsunuz.

Artık işini gücünü bırakıp,fotoğraf çekilenler var.Sabah erkenden kalkıp,cep telefonu veya fotoğraf makinası ele alınaraktan,farklı farklı elbiseleri giyerekten,çekimlere başlanır.Yaklaşık bir 500 tane foto çekilir.İçersinden 5 tanesi face için uygun görülür ve oraya eklenir.Şimdi face konulan fotoğraf oranı,gerçekten çok uzaklaştığı için tanıdığınız arkadaşlarınızı bile biran tanımayabilirsiniz.Artık o kadar değişmiştir ki,bu kimdi yahu?dememek elde değildir.

Çağan Irmak’tan Issız Adam (7 Kasım’da vizyonda)

Özellikle dram ağırlıklı filmleriyle tanıdığımız Çağan Irmak,yeni bir filme imza atmış.

“Mustafa Hakkında Herşey” filminde bize söylediğimiz yalanları göstererek,”Babam ve Oğlum”da bize bir ailenin yaşadıklarını anlatarak,”Ulak” filminde,hikayelerin aslında gerçek olabileceğini gösteren Çağan Irmak,bu filminde kalabalık metropol şehirlerde aslında ne kadar yalnız olduğumuzu gün yüzüne seriyor.Filmin konusuna gelince;ALPER 30’lu yaşlarda, gurme sayılacak düzeyde yemek kültürü olan kendi restoranının sahibi iyi bir aşçıdır. Lüks yaşamayı seven, işinde başarılı ama özel yaşantısını her gün farklı kadınlarla birlikte olarak düzene koyamamış, hayatını; yaptığı yemekler, günübirlik ilişkiler, paralı kadınlar üçgeninde yaşayan birisi iken… Hayatının akışı, bir gün Beyoğlu‘nun arka sokaklarında, aradığı eski plak için bir kitapçıya girmesiyle değişir.

ADA 20’li yaşlarının sonlarında, güzel, çocuk kostümleri tasarlayıp diken, Alper‘in modern yaşamının aksine çok mütevazı, hayatta fazla inişleri çıkışları olmayan genç bir kadındır. Bir gün eski bir kitabi bulabilmek için Beyoğlu’nda dolaşırken Alper ile ayni kitapçıya girer. Çapkın bir adam olan Alper, Ada’nın güzelliğinden etkilenir ve Ada’yı takip etmeye başlar. Ada’nın aradığı kitabi bulmuştur. Ada’nın işyerine kadar devam eden takip, Alper‘in tanışma bahanesiyle aldığı kitabı Ada’ya vermesiyle son bulur.

Ve buda oldu, blogger erişim yasaklandı!

Garipler ülkesi Türkiyem’de, Youtube’dan sonra Blooger.Com erişimde yasaklandı.Kullanıcı sayıları milyonları geçen sitelerde,bir kişinin yaptığı yanlış yüzünden tüm Türkiye’nin bu siteleri ulaşımının engellemesi saçmalığın ötesi biri durumdur.

Buradan çıkan sonuç yakında biri suç işledi diye hepimize sokağa çıkma yasağı mı uygulanacak?Ne yapılacaksa yapılsın yoksa Türkiye’de internet diye birşey kalmayacak.Yapılanlar internet’in ana özelliğini kullanıcılardan mahrum bırakmak demektir.

3.-4. Sınıf dünya ülkesi olmayı amaçlamıyorsak,internette yasaklara karşı çıkmalıyız.Tüm sitenin kapatılması yerine o siteye uyarı göndermek veya o sayfayı kapatmak daha akılcıl bir çözümdür.Google yetkilileri birçok kez açıklayarak “bize bildirilen tüm istenmeyen videoları silebiliriz yada yasaklayabiliriz”demişti.Ancak bazı kişiler ufak bir sitenin kapatılması yerine tüm sitenin kapatılmasını istiyorlar.Kuruyan bir yaprak için ağacı kesmek daha mantıklı geliyor.Umarım bu soruna biran önce çözüm bulunur….

Arama
RSS
Beni yukari isinla