Geçmişte sık sık karşılaşmıştık, “şu ünlü bikini ile yakalandı” ya da “evinini önünde kameraları fark etmeyen ünlü, çıplak yakalandı” aradan geçen zamandan sonra, insanlar nasıl dikkat çekeceklerini şaşırdı.

Gün geçmiyor ki, bir ünlü Twitter ya da Facebook‘tan soyunduğu fotoğrafları yayınlamaya görsün… Eskiden beklenmeden yakalanmak dikkat çekiyorken, şimdi gazeteciler Twitter o ünlüleri takip, kendilerinin soyunmalarını bekliyorlar. Üstelik tüm bunlar yetmezmiş gibi, bu haberler günlerce basınımızda dolaşıyor.

Bu modayı ülkemize kazandıran, Hilal Cebeci‘yi kutlamak lazım. Sonuçta yapılmayan bir şeyi denedi ve şuan bedavadan reklamını yapıyor. Binlerce panpişi sabırsızlıkla onun paylaşacağı yeni fotoğraflarını bekliyor. Panpişleri için bir fotoğraf paylaştığında, anında Milliyet, Hürriyet tüm gazeteler manşetten haberi düşüyor. Ağzından salya akan bir çok abazan, direk olarak olaya balıklama atlayıp, bir anda haberi en çok okunanlar kısmına taşıyorlar. Demek ki diyorum, bu milletin işi gücü yok, uçkur davasına düşmüş, o neresini açtı bu kimle ne yaptı? Neden bu kalitesiz hayata özenti oluyor, gerçekten anlamak mümkün değil.

Umarım ölmeden görürsek; “Türk mühendis, işlemcilerin hızlarını iki katına çıkarmayı başardı” bu haber en çok okunanlar kısmında yer almış, tüm dünya basını bu haberi konuşuyor. İşte o gün, bu fark ettiklerim için utanma değil, kutlama yapma günüdür.

Bugün internette denk geldiğim “hiçbir başarı tesadüf değildir” sözü çok dikkatimi çekti. Aslında üzerinde düşünürseniz, ne kadar da doğru söylenmiş bir sözdür. Günümüzde birçok kazanılan başarının, tamamen şans eseri elde edildiği söylenir. Oysa bu saçmalıktan öte bir şey değildir. Geçmişte başarılı olmuş; Steve Jobs, Bill Gates neden tekrar çıkmamaktadır? Ya da bu tesadüf eseri başarı olan insanların sayısı bir elin parmaklarını geçmemektedir?

Siz bir başarı elde edersiniz, çevrenizde bunu çekemeyen bir çok insan, türlü yollarla sizin moralinizi bozmaya çalışır. Oysa ki gerçek tüm çıplaklığıyla ortadır. Siz başarılısınızdır! Bunu inkar edenler ise başarısızlardır.

İstanbul’da Taksi’ye binmek isteyenler illa ki karşılaşmışlardır.

-“Nereye gideceksin?”

-“Kısa mesafe”

-“Araç değiştiricem”

vb. bir çok bahaneyi öne sürerek sizi almak istemezler. Onların varsa yoksa istediği, havaalanına giden yolculardır. İşte artık bu taksicileri şikayet edebileceğiniz bir hat mevcut, Taksiciler Odası tarafından kurulan ve 24 saat hizmet veren hat, sizin şikayetlerinizi bekliyor. Buraya şikayet edilen taksilere ceza uygulanabilecek…

Taksi Şikayet için : 444 15 23

Çin‘den aldığım ve tahminime göre, Comfydesk‘in de Çin‘den getirdiği masam geldi. Türkiye‘de satış fiyatı 180 TL gibi bir rakamken 110 TL‘ye alma fırsatım oldu. Kargo süresinin biraz uzun süresi ise tek dezavantajıydı.

Bacakları rahatlıkla kitlenebiliyor. Ayarlama kısmını açılara göre yapıyorsunuz. Bilgisayarı şuan çok iyi şekilde soğuttuğunu söyleyebilirim. Zaten masanın alüminyum olduğu için hiç bir zaman dizüstü bilgisayarınız çok ısınmayacaktır. Özellikle benim gibi yatağın içinde kullananlar için çok iyi düşünülmüş 🙂

Ağırlık olarak gayet hafif, laptop çantasında henüz denemedim ama sığmayabilir. Şimdilik gayet memnunum, ilerde bir sorun çıkarsa yine paylaşırım.