Comfydesk Plus muadili masam geldi.

Çin‘den aldığım ve tahminime göre, Comfydesk‘in de Çin‘den getirdiği masam geldi. Türkiye‘de satış fiyatı 180 TL gibi bir rakamken 110 TL‘ye alma fırsatım oldu. Kargo süresinin biraz uzun süresi ise tek dezavantajıydı.

Bacakları rahatlıkla kitlenebiliyor. Ayarlama kısmını açılara göre yapıyorsunuz. Bilgisayarı şuan çok iyi şekilde soğuttuğunu söyleyebilirim. Zaten masanın alüminyum olduğu için hiç bir zaman dizüstü bilgisayarınız çok ısınmayacaktır. Özellikle benim gibi yatağın içinde kullananlar için çok iyi düşünülmüş 🙂

Ağırlık olarak gayet hafif, laptop çantasında henüz denemedim ama sığmayabilir. Şimdilik gayet memnunum, ilerde bir sorun çıkarsa yine paylaşırım.

Kalabalığa sıkışan yalnızlıklar…

Tdk‘nın soğuk Türkçesi ile “Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların tümü, cemiyet” toplum anlamına geliyormuş, bir bakıma gayet iyi açıklanmış diyebiliriz. Çünkü insanlar genelde çıkarları için bir toplum oluşturma yolunu seçiyorlar. Kimsenin bir başkasının yararını gözeterek oluşturduğu birlikler yok. Sadece bir kaç nesli tükenmekte olan insancık, onlar da neredeler, ne yapıyorlar? bilmiyorum ama var olduklarını biliyorum.

Düşünürseniz hayata gelişimiz bile, milyonda bir ihtimal değil midir? Onca kalabalık bir ordunun içinden tek başımıza sıyrılmamız bir şans mıdır? Peki ya çocukken, hangimiz hata yaptığımız da, suçumuzu başkalarıyla paylaşarak hafifletmişizdir? Ailemiz hiç kendisine bu hatadan pay çıkarmış mıdır?

Askeriye de düzen karmaşası (Askerlik Şubesi İşlemleri)

Trakya Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliğini bitirdikten sonra, sıra geldi askerlik yolculuğuna… Bunun ilk adımı olarak askerlik şubesine ne yapacağımı öğrenmek amacıyla gittim. Hemen aklınıza gelmiştir, neden bunun için askerlik şubesine gittin ki? Çünkü askerlik şubesinin sürekli meşgul çalan telefonu ve açıklamaların eksik olduğu bir web sitesi bulunuyor. Bu nedenle ne yapacağınızı doğru olarak öğrenmek istiyorsanız mecburen şubeye gidiyorsunuz.

İlk gidişim de çok sıra beklediğimi söyleyemem. Hatta şaşırtıcı bir hızda, şubeye geçtim. Şubeye 2010 yılında açıköğretim, İşletme bölümü mezunu olduğumu fakat; hali hazırda Bilgisayar Mühendisliği bölümünden de mezun olduğumu söyledim. Sivil memur ne dediğimi çok önemsemeden, kimlik numaramdan kontrol edip. Henüz öğrencisin, mezun oldun mu dedi? Yani sizin anlayacağınız başta o benim anlattıklarımın hiç bir önemi olmadı. Tekrar anlattım, sonra dedi ki “Bilgisayar Mühendisliği bölümünde okuyor gözüküyorsun, oradan çıkış alman gerekir” oysa ki TSK tüzüğüne göre, lisans eğitimi almış biri, tekrar lisans eğitimi yaparak, askerliğini tecil ettiremez. Ancak uygulamaya geldiğimizde, bu durumun böyle olmadığı açıkça ortaya çıkmış oldu. Boş yere bir yıl boyunca yoklama kaçağı olduğumu düşündüm. Getirmemi istedikleri belgeler; Diplomanın aslı ve dört fotokopisi, dört tane kimlik fotokopisi ve dört tane fotoğraf öğrenip döndüm.

Belgeleri de öğrenmiş biri olarak, ikinci kez Halıcıoğlu askerlik şubesinin yolunu tuttum. Şansızlık ki yemek arası benim tahmin ettiğim 12:00-13:00 arası değil, 12:30-13:30 saatleri arasındaymış, 13’de vardığım da içeriye girmeme izin vermediler. Arka tarafta beklemeniz gerekiyor dediler. Gittiğimde büyük bir kesim arka tarafta bekliyorlardı. Askerlik çağına gelmiş adamların, aileleri ile birlikte buraya gelmesini de garipseyerek gidip kaldırıma güneşin alnına oturdum. Bir asker kardeşimiz sorumlu benim modunda, insanları bir ufak karenin içine hapsedip, o kareden dışarı çıkmak isteyenlere “nereye?” ya da “oturur musun? bak arkadakiler de sizi görüp kalkıyor” sözlerini sarf edip durdu. Hatta bu lafları son bir dakika kalana kadar söyledi. Büyük yaşlı başlı amcalara, “amca nereye gidiyorsun?” diyip hesap sormayı bir tarafa bırakın, gölgeye geçmek istediğinizde “hayır” yanıtını almanız bir başka komediydi. 

Tekrardan merhabalar :)

Çoook uzun bir süredir, blog sayfamı ihmal ettim. Bunun bir sürü sebebi vardı. Şimdi bunları tek tek saymak gereksiz olur ama azından bilgisayarımın dahi bozulduğunu biliyorsunuz. Uzun süredir, blog adresimde yer alan gereksiz eklentiler yüzünden çalışmıyordu. Sürekli olarak veritabanı hatası veriyordu. Hatta kontrol ettiğimde, hitimin de yerlerde süründüğünü fark ettim. Tema değişimi, hataların giderilmesi, bir kaç yenilik gibi şeyleri yapmak için zaman kolluyordum. Nihayet o zamanı bulup, siteyi düzenledim. Artık sorunsuzca çalışabilecek, umarım ben de aynı şekilde bol bol yazı eklerim.

Yazmadığım süre içersinde bir çok kez kendime, aslında bu konuda bir yazı yazabilirim diye söylenip durdum. Artık her hangi bir bahanem kalmadı. O nedenle bol bol yazıp, blog adresimi tekrar eski günlerine kavuşturmayı planlıyorum. Ayrıca eklediğim, facebook yorum eklentisinin de çok hoşuma gittiğini söyleyebilirim.

Arama
RSS
Beni yukari isinla