Kardan adam yapabilir misin?

Edirne’de havaların soğukluğu ile birlikte kar yağışıda geldi.Boyutu yaklaşık 5-6 cm olan kar yağışı insanların sokaklara çıkıp kar topu oynamalarına ve bir klasik olan kardan adam yapma sevdasına düşürdü.Tam olarak adres vermemiz gerekirse Ayşekadın semtinde bazı kız arkadaşlarımızın yaptıkları kardan adamlar gerçekten çok ilginçti.Aslında kardan adam yaptıklarını onlardan başka anlayabilen var mıydı orasını tam bilmiyorum.Ben sadece benzettim…Sanırım arkadaşlar kardan adam yerine kardan dağ yapmaya çalışıyorlardı.Boyutu baya yükseğe ulaşan kardan dağın ucuda çok dar ve sivri olunca diğer kısımları nasıl yapacaklarını merak etmediğim değil…Sanırım onlarda bir yerden sonra yanlış yaptıklarını anlayıp,aslında dağ olan kar topağına iki göz delip,ortaya iğrenç bir eser bırakmanın verdiği huzurla kardan adam yapmaktan vazgeçmişlerdir.Yolda ilerledikçe farklı farklı çalışmalara tanık oldum.Hani insan sormadan edemiyor.Siz burada şuan kardan adam mı yapıyorsunuz?Yoksa karları bir bölgeye mi topluyorsunuz?İşin kötüsü ikisinide tam olarak yaptıkları söylenemez.

İlaç içerken çok dikkat edin. Çevrenizdekileri uyarın…

Bugün ilaçlarla ilgili şu şekilde bir mail aldım.Eczanede çalışan bir arkadaş anlatıyor;Vatandaşın birinin başı çok ağrıyor ve ilaç olarak Apranax alıyor.İlacı reçetesinde yazdığı gibi kullanmak yerine ağzında çiğniyor.Birkaç dakika sonra şuurunu yitiriyor.Hemen hastaneye kaldırıyorlar,orada anlaşılıyor ki sebep beyin kanaması…Doktorların açıklamasına göre sebebi ilaçın çiğnerek veya ağızda uzun süre tutulması olarak gösteriliyor.Bu maili aldıktan sonra gerçek olup olmadığını biraz araştırdım.

Araştırdıktan sonra gördüklerim beni biraz şaşırttı.Çünkü bu ilaçların içersinde bulunan naproksen sodyum çok tehlikeli bir madde,geçmişte bu ilacın reçetesiz satılması ile ilgili bir karar çıkarılmıştı.Ancak bu karar uygulanamadı,tüm dünyada ilaç reçeteli satılmaktadır.Sebebi ilacın bariz tehlikeli olmasıdır.Naproksen sodyum 1980 yılında Anaprox olarak satılmaya başlanmış,ilaç uygun kullanılmadığı takdirde başta beyin kananması,mide kanaması gibi bir çok yan etkiye sahip.Bu etken maddeye sahip ilaçların bazıları şöyle;apranax,aprol, aprowell, naprosyn, napradol, kapnax, apraljin, aleve synax, oprax vb. bu ilaçların ortak özelliği ağır kesici olmaları ve yoğun şekilde kullanılmalarıdır.

Lütfen çevrenizdekileri ilaçları reçetede yazdığı gibi,sadece çok gerekli olduğunda kullansınlar.Eğer uyarmazsanız çok geç olabilir…

Sessiz Kahraman – Kazım Koyuncu

Bugün,Sonbahar filminin fragmanını izlerken,arkaplanda çalan” Kazım Koyuncu-Hey Gidi Karadeniz” şarkısı gerçekten insanı mest ediyor.Öyle ki fragmanı olmasada şarkıyı dinlemek adına aynı videoyu 5-6 kere dinledim.Her dinlediğimde “onun” şarkıları ne kadar içten,ne kadar doğal söylediğini fark ettim.Geçmişte “Gidiyorum” gibi şarkısınıda bir dizide klip arkası verilince fark etmiştim.Gerçekten inanılmaz parçalara imza atmış.Yaptığı işi severek yapan bir sanatçıydı.Bugün hala sevilmesinin,hala dinlenmesinin ve unutmamış olmamasının tek nedeni onun müziğe ve karadenize olan aşkıdır.Bu aşk o kadar büyümüştür ki o bile bu yükü taşıyamamıştır.

Kazım Koyuncu’nun hayatı hakkında biraz bilgi verelim.Karadeniz müziği, Anadolu Rock, nitelikli müziğe inanlar, önemli bir ismi en verimli olabileceği dönemde yitirdi. Otuz üç yaşındaydı Koyuncu; yıllardır müziğin içinde olmasına karşın 2000’li yıllarda Gülbeyaz, Sultan Makamı gibi televizyon dizilerine yazdığı müziklerle ünlenmişti. Karadeniz’in hırçın çocuğu diyorlardı ona; demokrasi adına atılan bir çok adımda müziğiyle, fikirleriyle yer alıyor; Fırtına Deresi’ne yapılacak santrali protestodan, insan hakları ihlallerine karşı çıkmaya kadar bir dolu etkinliğe destek veriyordu.

Müzikte de, birkaç halk müziği sanatçısının tekelinde kalmış Karadeniz bölgesinin müziğini, evrensel normlarda yayımlamayı deneyerek, önemli çıkış yapmıştı. 1972 Artvin/Hopa doğumlu Koyuncu, yirmi yaşında Dinmeyen adlı müzik grubu’na katılmış, 1993’de Mehmedali Barış Beşli ile, Lazca müzik yapmak amacıyla Şuku grubunu kurmuştu. İki arkadaş bir yıl sonra aralarına İlhan Karahan ve Metin Kalaç’ı da alarak grubun adını Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) dönüştürmüş ve 1995 başında Va Mişkunan (Bilmiyoruz) albümüyle Lazca rockın ilk örneğini vermişti. Lazcayı yaşatmak amacıyla Lazca rock yapıyorlardı. Plak şirketleri ise bu soundu ‘Soft Laz Rock’ diye tanımlıyordu.

Apple Ceo Steve Jobs ibret verici hayatı


Arama
RSS
Beni yukari isinla