Kıroluk ve Magandalık üzerine…

Bugün hepimize tanıdık gelen “o” kişilerden bahsedicem.Onlar malesef içimizde yaşayan kıro ve magandagiller…Bu yazıyı yazmamda ki amaç artık gözle görülür bir problemin beni rahatsız etmesidir.Oda bu şahışların bizi her ortamda isteyenmeyen bir duruma sokmasıdır.Biziden kastım “erkekler”,kıro ve maganda diye tabir ettiğim insanlar da genel ağırlık olarak erkeklerden oluştuğu için toplumda artık bir erkeklerden gına gelme durumu meydana geldi.

Bu garip insan türü özellikle ülkemize has,buldukları her yerde kendini rezil etmeyi adet edinmiş olup,başkalarının ne düşündüğü umurlarında olmayan insan tipleridir.Sokaklar da kusarcasına tükürenler,orasını burasını garip şekilde düzeltenler,pis kokanlar,olmayacak haraketler bulunanlar işte bunlar hepsi onlar…

Bu kişiler de karşı cinse karşı inanılmaz bir ilgi vardır.Öyle ki müsade etseniz,bir oturuşa hepsini yer kalkarlar.Bayanlara aç gibi baktıkları için,onlarda klişe sözü söylerler “bu erkekler işte hepsi böyle”,o bayanlara bunları düşünürken siz çıkıp diyemezsiniz ki ne alaka,her kişi farklıdır.Bir erkek kötü diye genele dönük bir yargıya varılamaz.Mecburen siz de o gruba dahil olursunuz.

Son zamanlar da malesef internette kullanabildikleri için sizi tanımayan tüm kızlar size kıro gözüyle bakmaya başlar.Çünkü bir kıza ortalama 1000 erkek düşmektedir.Bunun nasıl olduğunu hala anlamış değilim,dünya nufusunun %55 bayan olmasına rağmen,kız başına düşen erkek sayısı azalmayıp,gün geçtikçe artmaktadır.Çünkü magandagilde bir aç gözlülük vardır.Bulduğu her kıza asılmak,beraber olmak ister.Peki bunun sonucunda ne olur?Yüzüne bile bakmayacağınız bir kız size büyük artislikler yapabilir.Çünkü artık o gazı almıştır bir kere…Peşinde en az 1000 tane erkek vardır.Ve ne yazık ki doğrudur…

İett ve şikayet hattı

Bugün bayram çıkışı Ümraniye-Tepeüstü’den otobüse binmek istemiştik.Saat 22:30 gibi vardığımız durakta 23:00 ve 23:30 otobüsleri vardı.Bunun üzerine soğukta beklememek adına caddeye yürüdük.Cadde’de malesef 23:00 kadar hiç araba geçmeyince,durağa geri döndük.Döndüğümüzde 23:00 otobüsü gitmişti.Yada biz orada göremedik.Diğer sefer saatini bekleyemeye başladık,bir grup durağın önünden geçen kişiler,bu saatten sonra daha otobüs olmadığını söylediler.Hatta bir çok taksici hazır da bekleyip,sürekli otobüs olmadığını söylüyorlardı.23:30 sefer saati olduğu için iett’ye telefon edip sormak istedim.Şikayet,istek ve dilek hattı olarak değerlendirdikleri 0 800 211 60 68 telefon numarasını cep telefonumdan aradığımda,böyle bir numaranın bulunmadığını öğrendim.Meğer cep telefonu değil,sadece sabit hatlardan telefon edilebiliyormuş.O zaman ne özelliği kalıyor onuda pek anlamadım ama Türkiye’de olur diyip geçtim.

Tepeüstü durağında ki diğer vahim durumda,korsan minübüslerdi.Neredeyse normal minübüs sıklığında geçen bu arkadaşların bazılarının belediye de görevli olması,hep şaşırtıcı bir durumdu.Yaşadığım bunca problemden sonra Ümraniye’nin hala gelişemediğini,gelişmesi için en az bir 5 yıl daha geçmesi gerektiğini fark ettim.Ümraniye Belediyesinin vurdum duymazlığı ve iett’nin sorumsuzluğu da yanımıza kar kaldı.

Bu kadar sevebilir misiniz?

Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk�
kez…

Biri tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk�
karşılaşmadan sonra,bir kere, bir kere, bir kere daha karşılaşabilmek için,hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse bindiler.

Gençtiler, çok genç…

Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz zaman aldı ama sonunda başardılar. İkisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında. Delikanlı arkadaşında kaldığı için o duraktan binmişti otobüse, kız ise ablasında… Sırf birbirlerini görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çıkıp, şehrin öbür ucundaki durağa, onların durağına geldiklerini, gülerek itiraf ettiler bir süre sonra… 

16.9 ekibinin hazırladığı kısa film (Gülümse) :)

9 Eylül Üniversitesinde okuyan arkadaşların hazırladığı,izlenmesi gereken bir video.Sadece gülümse…

Arama
RSS
Beni yukari isinla