İş hayatı ile gerçek yaşam arasındaki ince çizgi…

İş hayatı ömrümüzün belki de en büyük kısmını geçireceğimiz yaşama alanımızdır. Bu nedenle işimizi seçerken, aslında hayatımızı da seçtiğimizi unutmamız gerekir. Bazı kişiler ise iş hayatını, gerçek hayattan ayıramayacak seviyeye gelir ya da getirilir. Bu durumun ortaya çıkaracağı bir çok olumsuz gelişme vardır.

Kişilere bazen işyerlerinde olması gerekenden daha fazla ilgi gösterilebilir. Öyle ki tek işi fotokopi çekmek olan normal bir bireye, çok zor işleri gerçekleştiren bir dahi havası bile verilebilir. İşin kötüsü artık o birey, kendi bildiği gibi değil, onların söyledi gibi bir kimse olur.

Hayatında ilk defa bir yerde çalışmaya başlayan insanlar ise, dünyanın kalbinin o işyerinde attığını sanırlar. Kendi geldikleri mevki yükseldikçe, tüm alemi ben kontrol ediyorum nidaları ile sokaklarda gezmeleri normal sayılabilecek bir durumdur.

Normal hayatında pek önemsenmeyen, hatta hiç bir zaman yapıcı bir girişimde bulunmamış, asalak olarak yaşamış bireyler iş hayatında en ufak yaptığı işi çok büyütür. Fotokopi makinasına kağıdı sürmüştür ve işin ilginç tarafı o kağıttan bir kopya almıştır. İşte bu kadar büyük bir iş yapmıştır. Çevresinde bunu nasıl yaptığını soranlardan tutun, sen dahisin diyenlere kadar bir çok “şakşakçı” daima mevcut olur. Bu “şakşakçılar” genelde özgüveni sıfır ya da alkışladığı kişiyi gaza getirip, rezil olmasını fırsat bilen uyanıklardır. Kişi iş ortamından çıktıktan sonra da malesef o psikolojiden kurtulamaz, çevresinde ki herkesten kendini daha yüksek görür. Herkesi bir aşağılama ya da küçümseme tavırları, “ben artık büyük bir adamım” rolleri gibi. Oysa halen daha evrimini tamamlayamamış bir asalak olarak yaşamaya devam ettiğinin farkında değildir. Zaten bunu fark edememesi en büyük zeka geriliği belirtisi değil midir?

Sürekli olarak fotokopi örneği üzerinden gidiyorum. Sonra fotokopi çeken arkadaşlar gelip, biz boş iş mi yapıyoruz demesinler. Eminim nice aklı başında o işle uğraşayan ya da o işi yapmak zorunda olan arkadaşlarımız vardır. Onları bu meclisten dışarı kovarak anlatıyorum.

Arama
RSS
Beni yukari isinla