Topluluk Tanıtım ve Dgs Semineri

06.05.2010 Perşembe günü, Sarayiçi Yerleşkesinde Topluluk Tanıtımı ve Dgs üzerine bir seminer verdim. Seminere yaklaşık 70-80 civarında bir öğrenci topluluğu katıldı. Verimli geçtiğini düşündüğüm seminerde, umarım onları yönlendirebilecek bilgiler vermişimdir.

Seminere öncellikle Bilişim ve Teknoloji Topluluğumuzu tanıtarak başladım. Topluluk olarak neler yaptığımızı? Neler yapmak istediğimizi? Neden topluluğa üye olmaları gerekir? gibi sorulara cevap vermeye çalıştım. Yaklaşık 10 dk süren topluluk tanıtımından sonra, DGS seminerine geçtim.

DGS seminerinde öğrencilerin, girecekleri sınavla ilgili bilmesi gerekenleri tamamiyle anlattım. Özellikle neden bu sınava girmeleri gerekir? sorusuna çeşitli örnekler verdim. Puan hesaplamadan, aöbp hesabına kadar bir çok bilginin anlatıldığı seminer, topluluk temsilcilerinin seçilmesiyle son buldu.

Umarım bu seminerden geçen seneki gibi etkinlenen min 5 kişi olur. Böylece en azından 5 kişi de şansını denemiş olurlar. Herkese bol şans…

Pardus ve Tbd etkinlikleri ardından

Yoğun geçen etkinlik haftamızdan sonra biraz dinlenmeye vakit buldum. Bugün TTNET‘in son sertifikaları da yazılıp bitirildi. Şimdilik önümüzde Bahar Şenlikleri ve Piknik etkinliği bulunuyor. Peki Pardus ve Tbd nasıldı? derseniz. Onlar hakkında bazı açıklamalar yapmak lazım, özellikle Tbd günü hakkında…

Pardus etkinliğini gerçekleştirdiğimiz amfi’de 171 kişiydik. Amfi ise 130 kişilikti, bu yüzden bazı arkadaşlarımız ayakta izlemek zorunda kaldılar. Genel olarak Pardus hakkında öğrencilere verilen bilgilerin eşliğinde, sıcak bir seminer ortamı oluşturuldu. Yaşları oldukça genç iki konuşmacının samimi davranışları kimine göre, sıcak gelirken, kimi arkadaşlar bunu ciddiyetsizlik gibi gördüler. Ancak seminer sonunda herkesin Pardus hakkında detaylı bilgiye ulaştığına inanıyorum.

Tbd etkinliğine gelecek olursak, Barış Özcan ile başlayan etkinliğe resmi katılımcı sayısı 524 kişiyi buldu. Yine salonun 400 kişi aldığını düşünürsek başarılı bir organizasyondu. Fakat Barış Özcan‘dan sonra çıkacak olan Sinan Ata, program haricinde seminerini 30 dk erken bitirip çıktığı için, diğer katılacak olan konuk çıkması gereken saatten 20 dk geç kalınca, etkinliğin son oturumu iptal edilmiştir. Yine de katılan arkadaşlar açısından verimli geçtiğini düşünüyorum.

Önümüzde bir Ceturk etkinliği kaldı. Onu da en kısa sürede gerçekleştirip, etkinlik serimize bir son vermeyi planlıyoruz. Umarım yaptığımız etkinliklerden memnun kalıyorsunuzdur. Gerçi facebooktan bazı tebrik mesajları alıyorum. Bu bizi daha da kamçılıyor… İnşallah yakında  daha da fazla etkinlikle karşınızda olabiliriz. Görüşmek üzere…

TTNET etkinliğinin ardından…

30 Nisan 2010 tarihinde, Balkan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirdiğimiz “TTNET ile geleceğini netleştir” semineri kırılmadık rekor bırakmadı. Katılan öğrencileri bir çok yüzü gülerek salonu terk ederken, Bilişim ve Teknoloji Topluluğu olarak bizler de salondan başı dik olarak ayrıldık. Katılan öğrencilere geniş bir yelpazede bilgi aktarımı yapıldı. Özellikle PDA‘dan katılan konuşmacıların, semineri bir stand-up havasında götürmesi, herkesin gülerek öğrenmesine sebebiyet verdi.

Etkinliğin başlamasına 1 saat kala salonu doldurmaya başlayan öğrenciler, öncellikle topluluğuz hakkında bilgi aldılar. Ardından TTNET standına kayıt olarak, seminer saatini beklemeye başladılar. İlk konuşmacı olarak, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dekanı; Ing. Prof. Dr. Ahmet Can katıldılar. Geleceğe dönük bilgiler veren dekanımızdan sonra sahneye TTNET Sponsor Müdürü, Emirhan Avar çıktı. Takip eden zamanlarda sırayla sahneye; Ali Servet Eyüpoğlu, Canten Kaya, Başar Baypınar ve son olarak PDA Danışmanlık Genel Koordinatörü, Abdulkadir Özbek çıktılar.

Seminer boyunca herkesin beğenesini kazanan, Canten Kaya güldürme konusunda hünerlerini sergilerken, İletişim konusunda akılda kalan bilgiler verdi. Yine öğrencileri güldürmeyi başaran Başar Baypınar‘da zevkli dakikalar geçirtti.

Balkan Kongre Merkezi’nin 780 kişilik kapasitesini, 1200 kişiye kadar çıkardık. Öğrencilerin oluşturduğu izdihamdan dolayı, merdivenler dahil insanlar her bulduğu yerden bu güzel etkinliği dinlemeye çalıştılar. 1200 kişinin aynı salonda bulunması, hem üniversitemizin hem de TTNET adına bir rekor oldu. Göğsümüzü kabartan bu rekorumuz sayesinde, firmaların Trakya Üniversitesi‘ne ve Bilişim ve Teknoloji Topluluğumuza bakış açılarının değişeceği konusunda hiç şüphemiz yoktur. İnşallah daha bir çok firmayla aynı heyecanı ve mutluluğu yaşama zevkine ulaşırız.

Bilmök Sorunsalı

Arkadaşlar bildiğiniz üzere, bir çok uğraş verilerek, Trakya Üniversitesi‘ne bir Bilişim ve Teknoloji Topluluğu açıldı. Üniversitemizin ilgili sayfasını incelerseniz, bilime dönük bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda olan topluluklardan bir tanesiyiz. Genel ağırlık sosyal ve kültürel topluluklarda, peki bir üniversitede sosyallik mi ana plandadır? Yoksa bilim mi? Bunun için hemen Türk Dil Kurumu‘na danışalım. Bakalım üniversite demek ne demekmiş? “Bilimsel özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip, yüksek düzeyde eğitim, öğretim, bilimsel araştırma ve yayın yapan fakülte, enstitü, yüksekokul vb. kuruluş ve birimlerden oluşan öğretim kurumu”  bu tanım aklınızın bir ucunda yer etsin. İlerde tekrar neden bu tanımın üzerinde durduğumu anlatacağım. Biraz Bilmök (Bilgisayar Mühendisliği Öğrencileri Kurultayı) bahsedeyim, her yıl başka bir üniversitede düzenlenen asıl amacı “Bilgisayar Mühendisliği” problemleri olan ve düzenli olarak yapılabilen tek kurultaydır. Bu kurultaya önemli firmaların yöneticileri ve her üniversitenin Bilgisayar Mühendisliği öğrencileri katılmaktadır. Bilgisayar Mühendisliği’nin geleceğinin ne olacağı konusunda tartışmalar yapılıp, daha kaliteli bir seviyeye nasıl gelineceği vb. problemler detaylıca ele alınmaktadır. Kısaca her Bilgisayar Mühendisliği öğrencisinin katılmasının yararlı olacağı bir organizasyondur.

Biz Trakya Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Topluluğu olarak bu kurultaya çok kalabalık bir öğrenci kadrosu ile katılmayı planlıyorduk. Öyle ki bunun için 15 tatil döneminde gerekli çalışmaları gerçekleştirdik. Organizasyonu düzenleyen Selçuk Üniversitesi ile irtibata geçip, kalacak yer konusu ve katılım konıusunda problem çıkmaması için teminat aldık. Daha sonra Konya’lı bir arkadaşımızın çabası ile günlük 20 YTL konaklanılacak yer ayarlandı. Yemek problemi de sabah kahvaltısı öğretmen evinde ücretsiz olarak verilecek, öğle yemeği de Selçuk Üniversitesi yemekhanesinde ücretsiz olarak sağlanacaktı. Bizim hesaplarımıza göre gelmek isteyen bir arkadaşımızı 40 YTL götürüp getirebilecektik. Tüm bu sorunlara çözüm bulmuşken, ulaşım problemini çözmeye yöneldik malumunuz Konya uzak bir şehirdi. Ancak biz üniversitemize güvendik, onların da bizi mahçup etmeyeceğini düşünüyorduk. Hemen okulumuzun ilgili birimine giderek, topluluk adına nasıl otobüs isteyebileceğimizi öğrenmek istedik. Orada yaptığımız görüşme moralimizi bozdu çünkü söylenen “Bilimsel kongerelere sadece 3 kişinin gidebileceğiydi” düşünebiliyor musunuz? Bilimsel bir kongreye az kişi gönderebiliriz, gezilere ise daha farklı, kaldı ki geçmişte üniversitemiz bünyesinde bulunan diğer (sosyal) topluluklara otobüs hizmeti verilmişti. Bizim bir yeri gezmek yerine, bilimsel bir kongreye katılmak istememiz yersiz bir istek miydi? İlk giriş kısmında yazmıştım, üniversitenin amacı nedir ki? Yani üniversitenin bir kurumunun genel üniversite tanımına ters düşmesi garip değil mi?

Arama
RSS
Beni yukari isinla