Kamil koç ve çalışmayan internet hizmeti

Balıkesir Burhaniye‘den,İstanbul‘a gitmek için tercih ettiğimiz Kamil Koç,genelde olduğu gibi yine vasatı geçemedi.Muavinlerinden,mola yerlerine kadar kötüydü.Öyle ki otobüste yaşanan gerginlikler,muavinin yolcuları ısrarla takmaması,yok yere yaşanan gerginler vs vs. Kamil Koç‘u tercih ettiğim için tam anlamıyla pişman oldum diyebilirim.Edirne yolculuklarında olduğu gibi yine Ulusoy‘u tercih etmeyi düşündüm fakat onun da sefer sayısının çok az olması nedeniyle bu firmayı tercih etmek zorunda kaldım.

Otobüste televizyon yüzünden yaşanan olaylar,Arka Sokaklar adlı dizide şiddet sahnelerinin çıkmasıyla başladı.Bunun üzerine otobüsteki bir kaç kişi çocuklar olduğu gerekçesiyle televizyonun sesinin kapatılmasını istedi.Buna sinirlenen muavin sesi kapattı.Tam sorun giderilmiş gibi gözükürken,bu sefer haberler başladı halde ve müşteriler televizyonun sesinin açılmasını istediği halde televizyonun sesi açılmadı.Muavin ise bu durum gayet normal bir durummuş gibi ciddiyetten uzak senli benli cevaplar vererek tartışmaya devam etti.İşin komiği ise bu polimiğe sinirlenen muavin televizyonu kapattı.

Burada suç muavininmiş gibi gözükebilir ancak asıl suç muavinlerini eğitmeyen, Kamil Koç‘undur.Siz eğer müşteri ile “senli benli” konuşmayacaksın bile demekten acizseniz yarın bir gün,muavin yolcuyu döverse şaşırmayın.Otobüsteki yaklaşık 40 yolcunun gözündeki Kamil Koç imajı tamamen silindi.

Kamil Koç‘un gururlanarak ve bir hizmetmiş gibi yapıştırdığı internet hizmeti ise tam bir rezalet.Muavine sorduğunuzda zaten bilgi almanız mümkün değil ve bağlanmaya çalıştığınızda sürekli “Sınırlı bağlantı veya bağlantı yok” hatası alıyorsunuz.Bu durumu söylediğinizde ise karşınızda bilen muhattap bulamıyorsunuz.

Bu derece kötü geçen yolculuğun servis kısmında da eminim bizi türlü zorluklar bekliyor.Umarım biran önce eve varmış ve bu yolculuğu unutmuş oluruz.Darısı şuan Kamil Koç otobüslerinde kötü hizmet alan diğer yolcuların başına…

Yorgunum şimdi, hırpalanmış İstanbul gibi…

9 günlük kurban bayramı tatili ne çabuk geçti değil mi?Yada sadece bana mı öyle geldi?Oysa Edirne’den gelirken bu tatilin çok uzun olduğunu ve İstanbul’a doyacağımı düşünüyordum.İstanbul ile daha tam tanışamadan ayrılmak zorunda kaldım.Sağolsun grip,soğuk algınlığı tatil boyu bana eşlik etti.Onlar olmasa ne yapardım bilmiyorum.

Şimdi Edirne’ye gidip tekrar ders ortamına girmek gerçekten çok zor geliyor.Sanırım gittiğim her yere çabuk adapte olduğum için sorun yaşıyorum.İstanbul’a o kadar alıştım ki sanki hiç Edirne’ye gitmemiş gibi hissediyorum.

Neyse gidip oraya tekrar alışmaya başlamalıyım.Aslında Edirne çok kötü bir yer değil.En azından benim orada ki hayatım çok kötü değil.Fakat yine de İstanbul gibi de değil.Hep bir şeyler eksik gibi…Gidip evde temizlik yapmamız gerektiğini zaten hiç söylemiyorum.Alt katta oturan,en ufak gürültüde sizi polise vericem diyerek bizi ziyaret eden ihtiyar amcayı da özledim tabi,biz yokken canı sıkılmıştır.Şikayet edecek kimse yok,uğraşacak kimse yok.Oda haklı bir yerde…

Edirne’de görüşmek üzere…

Arama
RSS
Beni yukari isinla