Şikayetim Var

Ülkemizde daha yeni yeni var olmaya başlayan bir konudan bahsedeceğim. Bir çok insanın “boşver kim uğraşacak” diyerek es geçtiği “Şikayet” konusunu ele alacağız. Dünya’da büyük firmaları batırmaya kadar giden, ülkemizde ise komik para cezaları ile sonuçlanan şikayetler… Birey her hangi bir şekilde haksızlığa uğradığını düşünüyorsa mutlaka hakkını aramalıdır.

Peki hakkımızı nasıl arayacağız, biliyor muyuz? Kimi nereye şikayet edebiliriz? İşte herkesin uğraşmayıp vazgeçtiği durum budur. Oysa siz eğer hakkınızı aramayı aklınıza koymuşsanız mutlaka iletişim adresini de bulursunuz.

Sizlere başımdan geçen bir olayı anlatayım. 2005 zamanları Domain Park konuları ile ilgilenirken, sürekli olarak yurtdışı merkezli sitelerle çalışıyordum. Bu firmalardan bir tanesi ödemesini çek şeklinde yapmaktaydı. Bir gün postayı kontrol ettiğimde, beklediğim çekin geldiğini fark ettim. Yurtdışında bir güven problemi olmadığı için insanlar çekleri rahat olarak posta yoluyla gönderebiliyorlar. Ülkemizde böyle bir uygulama olduğunu düşünsenize…  Neyse çekin kesildiği bankayı araştırdım. Amerika‘nın en büyük 5 bankasından bir taneseydi. O yüzden içim rahatladı, bozdurma aşamasında bir sorun yaşamyacağımı düşünmüştüm. Bankaları tek tek gezmeye başladım. İlk gittiğim banka, İş Bankası çeki bozamayacağını ifade etti. Neden diye sorduğumda bir yanıt alamadım. Ardından Finansbank geçtim, onlarda yine aynı yanıtı verdi. Hatta bu durum ekstrim bir durum olduğu için büyük bir hava içersinde reddediyorlardı. Zaten bir çoğu bunun bir çek olup olmadığını dahi anlayamamıştı. Ardından HSBC vb. bir çok yabancı bankaya da gittim. Hepsinden aldığım tepki aynıydı. Bu çekin nasıl bozulacağını bilmiyorlardı ve açıkçası uğraşmak istemiyorlardı. Üstelik bunu açıklarken gayri ciddi bir uslup takınıyorlardı. O sinirle eve dönüp, bilgisayarımı açtım. Gittiğim tüm bankaların iletişim maillerini aldım, her birine üşenmeden yaşadığım durumu anlatıp, memnuniyetsizliğimi dile getirdim. Hiç bir şey olmayabilirdi fakat bana yapılan haksızlığa karşı bir tepki vermeliydim. Tepkime sonuç olarak, yarın hemen hemen tüm bankalar aradı, hatta o küçümseyen arkadaşların bizzat kendileri arayıp özür dilediler. Hepsi şubelerine gelip, çay içmemi öneriyorlardı. Yapı Kredi bankası ise çekten hiç komisyon almayacağını söyledi. Onlara teslim ettim, bir iki gün içinde çek onaylandı. Sorunsuz şekilde ücretimi aldım. Aslında içlerinde en az sorunu Yapı Kredi‘de yaşamıştım. Garip şekilde en iyi çözümü de onlardan aldım. Eğer durumu kabullenseydim, yüklü bir miktar para kaybedecektim bu yüzden asla vazgeçmeyin!

Yine bir örnek vermem gerekirse, kullandıktan 6 ay sonra yanları açılan Converse ayakkabımı geri iade etmek istedim. Boyner‘e teslim ettiğim ayakkabı bir hafta sonra “kullanım hatası” denilerek geri gönderildi. Hemen hakkımı aramak üzere “Tüketici Hakem Heyetine” başvuruda bulundum. Bilirkişi tarafından incelenen ayakkabımda fabrika hatası tespit edildi. Tüketici Hakem Heyeti‘nin gönderdiği yazı ile birlikte Converse markası tarafıma ücreti ödedi. Bu şikayeti yapmadan önce yaptığım araştırmalarda, bir çok kişi aynı durumu internette dile getirmişler fakat hiç biri şikayet etmemiş, bu yüzden ayakkabıyı değiştirebilen tek ben olmuştum. Kimse alamamış diyerek vazgeçseydim, yok yere bir ayakkabımı çöpe atmış olacaktım.

Duyarlı bir vatandaş olmaya çalışarak her haksızlığa itiraz etmeye çalışıyorum, ancak bu durum bireysellikten çıkıp, toplumsal bir bilinç halini alması gereklidir. Böylece firmalar daha dikkatli ve özenli davranarak, müşterilerin haklarını savunabilirler. Bu anlamda kurulmuş olan sikayetvar.com , bu olayın en güzel örneklerinden bir tanesidir. Kendileri oluşturdukları platform sayesinde, firmalar ile telefonla iletişime geçerek, müşteri adına şikayeti dile getiriyorlar. Firmalar da müşteri memnuniyeti adına duruma müdahale ediyorlar. Siz zaten bilinçli bir bireyseniz, bugün hemen hemen tüm firmaların internet adresleri bulunuyor. İnternet adresinden mail ya da telefon yoluyla da şikayetinizi bizzat dile getirebilirsiniz. Fakat bir bütünlük olması ve müşterilerin şikayetlerinin bir yerde toplanması adına www.sikayetvar.com kutsal bir görev üstlenmiştir. İlk olarak sikayetvar.com başlattığı furya; www.sikayetim.com ve www.musterim.com ile de devam etmiştir. Bu siteler aracılığı ile de hakkınızı arayabilirsiniz.

Yaptığınız şikayetleri bireysel olarak algılamayın, sizin sayenizde tespit edilen eksiklik, o hizmeti alan tüm vatandaşlarında yararına olacaktır. Bu yüzden herkes için hakkınızı arayın!

Kamil koç ve çalışmayan internet hizmeti

Balıkesir Burhaniye‘den,İstanbul‘a gitmek için tercih ettiğimiz Kamil Koç,genelde olduğu gibi yine vasatı geçemedi.Muavinlerinden,mola yerlerine kadar kötüydü.Öyle ki otobüste yaşanan gerginlikler,muavinin yolcuları ısrarla takmaması,yok yere yaşanan gerginler vs vs. Kamil Koç‘u tercih ettiğim için tam anlamıyla pişman oldum diyebilirim.Edirne yolculuklarında olduğu gibi yine Ulusoy‘u tercih etmeyi düşündüm fakat onun da sefer sayısının çok az olması nedeniyle bu firmayı tercih etmek zorunda kaldım.

Otobüste televizyon yüzünden yaşanan olaylar,Arka Sokaklar adlı dizide şiddet sahnelerinin çıkmasıyla başladı.Bunun üzerine otobüsteki bir kaç kişi çocuklar olduğu gerekçesiyle televizyonun sesinin kapatılmasını istedi.Buna sinirlenen muavin sesi kapattı.Tam sorun giderilmiş gibi gözükürken,bu sefer haberler başladı halde ve müşteriler televizyonun sesinin açılmasını istediği halde televizyonun sesi açılmadı.Muavin ise bu durum gayet normal bir durummuş gibi ciddiyetten uzak senli benli cevaplar vererek tartışmaya devam etti.İşin komiği ise bu polimiğe sinirlenen muavin televizyonu kapattı.

Burada suç muavininmiş gibi gözükebilir ancak asıl suç muavinlerini eğitmeyen, Kamil Koç‘undur.Siz eğer müşteri ile “senli benli” konuşmayacaksın bile demekten acizseniz yarın bir gün,muavin yolcuyu döverse şaşırmayın.Otobüsteki yaklaşık 40 yolcunun gözündeki Kamil Koç imajı tamamen silindi.

Kamil Koç‘un gururlanarak ve bir hizmetmiş gibi yapıştırdığı internet hizmeti ise tam bir rezalet.Muavine sorduğunuzda zaten bilgi almanız mümkün değil ve bağlanmaya çalıştığınızda sürekli “Sınırlı bağlantı veya bağlantı yok” hatası alıyorsunuz.Bu durumu söylediğinizde ise karşınızda bilen muhattap bulamıyorsunuz.

Bu derece kötü geçen yolculuğun servis kısmında da eminim bizi türlü zorluklar bekliyor.Umarım biran önce eve varmış ve bu yolculuğu unutmuş oluruz.Darısı şuan Kamil Koç otobüslerinde kötü hizmet alan diğer yolcuların başına…

Yorgunum şimdi, hırpalanmış İstanbul gibi…

9 günlük kurban bayramı tatili ne çabuk geçti değil mi?Yada sadece bana mı öyle geldi?Oysa Edirne’den gelirken bu tatilin çok uzun olduğunu ve İstanbul’a doyacağımı düşünüyordum.İstanbul ile daha tam tanışamadan ayrılmak zorunda kaldım.Sağolsun grip,soğuk algınlığı tatil boyu bana eşlik etti.Onlar olmasa ne yapardım bilmiyorum.

Şimdi Edirne’ye gidip tekrar ders ortamına girmek gerçekten çok zor geliyor.Sanırım gittiğim her yere çabuk adapte olduğum için sorun yaşıyorum.İstanbul’a o kadar alıştım ki sanki hiç Edirne’ye gitmemiş gibi hissediyorum.

Neyse gidip oraya tekrar alışmaya başlamalıyım.Aslında Edirne çok kötü bir yer değil.En azından benim orada ki hayatım çok kötü değil.Fakat yine de İstanbul gibi de değil.Hep bir şeyler eksik gibi…Gidip evde temizlik yapmamız gerektiğini zaten hiç söylemiyorum.Alt katta oturan,en ufak gürültüde sizi polise vericem diyerek bizi ziyaret eden ihtiyar amcayı da özledim tabi,biz yokken canı sıkılmıştır.Şikayet edecek kimse yok,uğraşacak kimse yok.Oda haklı bir yerde…

Edirne’de görüşmek üzere…

Arama
RSS
Beni yukari isinla