Hak edilmemiş hayatlar…!

Bu aralar, zengin insanların masallarında rol alır oldum. Ben hep bahçıvanı, bekçiyi oynarken, onlar ise hep kral’ı, prens’i oynamayı tercih etti.  Bu prensler genellikle, hayatı boyunca sıfırdan para kazanmamış, para kazanmanın dahi ne demek olduğunu bilmeyen, zevk yoksunu asalak tipler, baba ya da kral’dan kalan para ile hayatını idame ettirip, okuduğu kolejler, özel okullarla övünen karakter, aslında karakter demek gelmiyor içimden, keza olmayan bir şeyin varlığından bahsetmek saçmalık olur.

İnsan belirli bir yerden sonra sorgulamaya başlıyor. Bu kendini matah sanan tipler, nasıl oluyorda böyle bir hayat yaşayabiliyor ki? Sonra yavaş yavaş işin rengi kendini tüm çıplaklığı ile kendini ortaya veriyor. Olay prens’in çevresinin, yine prens olmasından geçiyor. İşin daha kötüsü bunlar bir araya gelerek, belirli gruplar oluşturup, kendi burjuvalıklarını devam ettirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ellerinden geleni yapıyorlar derken, bahçıvanı eziyorlar.  Sakın bir araya gelip, dünyayı kurtarmaya çalıştıklarını düşünmeyin. Zaten bu dünya’nın başına bir şey gelecek olsa, bizi ilk satanlar onlar olur. Neden filmlerdeki kahramanlar hep fakirlerden çıkıyor sanıyorsunuz ki? Kaldı ki; bizden bir süpermen çıkacak olsa, emin olun arkasından da, “bunun parasını ben veriyorum, benim sayemde uçuyor” diyen bir asalakta çıkar.

Bu prens bozuntularının, bizlerin emeklerinden çalıp inşa ettikleri yaşantılarında, mutlu olmaya yer yoktur. Anlık ve gelip geçici mutluluklar vardır. Çünkü onlara nasıl mutlu olunacağı öğretilmemiştir. Doğuştan her şeye sahip olan bir bünye, kendine sevinecek, mutlu olacak bir neden bulamaz. Hayatı giderek yavanlaşır, o da bunun öcünü almak için yavşaklaşır. Yani yine olan bahçıvana olur.

Benzer Yazılar

Henüz yorum yapılmamış

Yorum Yazın

Su elementleri kullanabilirsiniz : <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

Arama
RSS
Beni yukari isinla